10 Şubat 2008 Pazar

ALDATMA


Aldatma günümüzde kadın ve erkek ilişkisinde, evliliklerde en çok üstünde konuşulan konuların başında gelir.

Özellikle dönem dönem televizyondaki gündüz programlarında, talks-showlarda, gazetelerin magazin sayfalarındaki en sık rastlanan haberlerin başında gelir. Şöyle biraz hafızalarınız zorlarsanız Richard Gear ‘in baş rol oynadığı aldatma filmi, Ahmet Altan’ın aynı adı taşıyan kitabı, Hülya Avşar'ın eşinden aynı nedenle boşanıyor olması nasıl gündemi günlerce meşgul etmişti.

Aynı dönemde ve arkasında aldatmanın genlerimizde olduğu sözde bilimsel gerçeği vurgulanmaya başlandı. Dolayısıyla aldatmanın doğal bir insan davranışı olduğu ve insanın kendisinin değil genlerinin bundan sorumlu olduğuna insanlar ikna edilmeye çalışıldı. Yada yine hatırlarsanız ister kadın ister erkek olsun herkesin biraz çapkın olduğunu, ve aldatmadaki heyecanı yaşamak istediğini söyleyerek birbirimize karşı anlayışlı olmamız gerektiği mesajı verilmeye çalışıldı.

Sizler ne düşünüyorsunuz bilmiyoruz ama (ki bize yazıp görüşlerini belirtebilirsiniz) bizler aldatmanın normal olduğunu veya kaçınılmaz olduğunu düşünenlerle aynı fikirde değiliz. Aldatmanın bahanesi ne olursa olsun insan ve evliliği için yararlı ve olumlu olmadığını aksine yıkıcı ve yok edici bir eylem olduğuna inanıyoruz. Bu sayfada sık sık neden böyle düşündüğümüzü de sizlerle paylaşacağız.

ALDATMAK NEDİR?

Aldatmakla ilgili yukarıda ifade ettiğimiz gibi farklı görüşlerin olmasının temel sebebi insanların onu farklı algılamalarıdır. Kimilerine göre aldatma eşinizin dışındaki birisiyle cinsel olarak birlikte olmaktır. Kimisine göre cinsel olarak birlikte olmanın aldatma olabilmesi için bu ilişkinin bir süredir devam ediyor olması gereklidir. Aksi halde bir seferlik ilişki aldatma değildir, kaçamaktır ki kaçamak hafif bir eylemdir. Kimileri ise aldatma için yatak ilişkisinin en son aşama olduğunu, duygusal ve düşünsel yakınlığın bile aldatma olarak görülmesi gerektiğini savunurlar. Birisini düşünmek, onu arzulamak, duygusal olarak eşinizden bir başkasına karşı aşk hissetmek aldatmadır. Belki çok daha küçük bir gurup da eşlerin evliliklerinde kendilerini özgür hissetmeleri gerektiğini dolayısıyla eşlerden birisinin başkasıyla fiziksel ve duygusal yakınlığının normal karşılanması gerektiğini savunur.


Bize göre iki farklı aldatma vardır ve bunlar:

Birisiyle cinsel olarak birlikte olmak (Açık aldatma): Evli bir kişinin başka bir kişi ile cinsel ilişkiye girmesidir. Bu her kültürde aslında zararlı bir eylem olarak alınır. Evliliğin sahip olduğu değerliliği ve özel oluşunu kaybetmesine yol açar. Gelenekçi toplumlar eşlerin başka birisiyle birlikte olmasının önüne toplumsal ve yasal engeller koymuşlardır. Tek tanrılı inanışlar da aynı şekilde aldatmayı yasaklamışlardır. Kutsal Kitaba göre aldatmak bir ahlaksızlıktır ve bir suç ve günah olarak kabul edilir.

Cinsel olarak birisiyle olmak aslında açık aldatmadır. Bilinebilir, görünebilir.

Bir de ikinci aldatma vardır ki buna da gizli aldatma diyebiliriz. Bu da en az açık aldatma kadar ciddi ve zararlıdır. Aslında eşimizi birisiyle aldatmak için sadece o kişi ile cinsel olarak birlikte olmamız gerekmez. Eylemlerimiz/davranışlarımız düşüncelerimizin sonuçlarıdır. Dolayısıyla eylemlerimiz kadar düşüncelerimiz de iyi yada kötü; olumlu veya olumsuz olabilirler.

Kişiye ve ailesine zararlı olan bir eylem önce düşünceyle başlar. Aldatmaya da bu şekilde bakılması gereklidir. Sadece eylem haliyle değil ama daha eyleme geçmemiş haliyle de onu zararlı ve olumsuz olarak değerlendirmek gereklidir.

Aslında bu konuda en açık ve ciddi olarak konuşan ve eşlerimizi aldatmaya yeni bir bakış açısı kazanmamıza yardımcı olan bu görüş 1. Yüzyılın hemen başlarında Hz. İsa tarafından söylenmiştir. O’na göre “Her kim bir kadına bakar da onu yüreğinde arzularsa o kişi zina yapmıştır” der.

Bizim aldatmaya bakışımız bu en son söz ışığındadır. Birisini zihinde ve yürekte arzulamak demek eşimizi aladatmak demektir. Zihindeki düşünceler de en az açık zina eylemi gibi ciddiye alınmalıdır.

Not: Çok yakında aldatmanın farklı yönlerini de burada sunacağız.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Hep şunu düşünürüm: bir insan neden bir başkasıyla ilgilenme ihtiyacı hissetsin ki? Çok başta olan o sevgi, bağlılık, nasıl olur da birdenbire şekil değiştirebilir? Galiba sorumluluk almak kimseye o kadar kolay gelmiyor. Ve sanki aldatmalar da, bir nevi kaçış oluyor.
Okuduğum bir kitapta şöyle diyordu: Mutlu olmak için evleniyorsanız, evlenmeyin. Mutlu etmek için evlenin.
Serda