9 Haziran 2008 Pazartesi

ÇOCUKLARIMIZ VE "YOĞUNLUĞUMUZ"

Aşağıda bir gazete haberini sizlerin dikkatine sunmak istiyorum.
"Annesinin acısına dayanamadı; kendini astı!

Kansere yenik düşen anne ve dedesinin acısına dayanamayan çocuk çareyi ölümde buldu
DHA


Lancaster bölgesinde dedesi ve annesini 8 ay arayla kaybeden Joshua Aldred odasında kendisini asarken onu bulan anneannesi hemen hastaneye kaldırılmasını sağladı. Ancak, Joshua Alfred yaşama döndürülemedi.
Küçük Joshua'nın dedesi, Temmuz 2007'de prostat kanserine yenik düşmüş, annesi 42 yaşındaki Sarah, 8 ay sonra vücudunu saran meme kanseri nedeniyle kurtarılamamıştı. Dünyası yıkılan Joshua'nın evde ve okulda yine de mutlu olmaya çalıştığını söyleyen babası, "Joshua, annesini çok özlüyor ve sıklıkla ondan bahsediyordu. Okul hayatında bir değişiklik görmedik, genelde mutlu bir çocuktu" diye konuştu."


Yukarıdaki gazette haberi, çocukların da çevrelerinde olan ve bitene ne kadar duyarlı olduğunu gösteriyor. Özellikle ailedeki öneli kişilerin kayıbı/ölümleri onlarda da büyük acıya sebep oluyor. Büyükler genel olarak başkaları tarafından teselli edilip iç dünyalarında olanları dışarıya daha kolay çıkarma şansına sahip oluyorlar. Ama çocuklar, herkes büyüklere odaklandığı için veya büyükler tamamen merkezde oldukları için, ihmal edilip yalnıl bırakılabiliyorlar.

Yukarıda anlatılan olay çok trajik. Ama bu kadar uç bir örnek olması bizim gözlerimizin daha kolay açılmasına neden olabilir. Anne-babalar yukarıdaki gibi hayatlarında önemli ve değerli kişileri kaybetmedikleri zamanlarda bile, örneğin gelen misafirler, iş hayatındaki yoğunluk, sosyal hayattaki uzun veya sonu gelmeyen aktiviteler sebebi ile çocuklarını ihmal edebiliyorlar. Anne-baba kendi dünyalarına o kadar yoğunlaşmış olabilirler ki çocuklarının seviyesinde ne olup bittiğinin farkında bile olamayabilirler.

Özellikle meşgul bir hayat düzeniniz varsa, veya son zamanlarda farklı nedenlerle sürekli dikkatiniz ailenizin dışına yöneldiyse belki yavaşlayıp, soluklanıp çocuklarınızın içinde neler olup bittiğine göz atmanız iyi olur. Onlarla zaman geçirmeniz, beraber hiç kimsenin olmadığı ortamlar oluşturarak aile birliliğini ve sevgisini yeniden onlara hatırlatmanızda fayda var.

Kimbilir, belki bütün hayatınızı yeniden sizin için gerçekten önemli olaması gereken şeyler etrafında kurma zamanınız gelmiştir. Çünkü, biliyoruz ki, insanlar önceliklerini ne kadar iyi bilirlerse bilsinler zaman zaman onlar üzerinde tekrar düşünüp, onları gerçekten ön planda tutup tutmadıklarını gözden geçirmeleri gereklidir. Aksi halde önceliklerimiz artık önceliklerimiz olmayabilir ama biz bunun farkında bile olmayabiliriz.

Yukarıdaki gazetenin verdiği haber çocuklarını ihmal eden bir aile hakkında değil elbette. En azından bunu haberde okumuyoruz. Ama bu haber en azından bizim kendi hayatımıza bakmamızı, çocuklarımızı görmemizi / onların farkına varmamızı sağlayacak kadar dokunaklı. Bu sebeple belki ihtiyacı olanları uyandırabilir diye düşündüm.