15 Ekim 2008 Çarşamba

BİR ACI HABER VE ?

İşte Radikal Gazetesi’nde 15/10/2008 okuduğum haber. Bu sayfada evlilik ve aile ile ilgili konulara değindiğimiz için bu haberi de sizlerle paylaşmak istedim. Haber toplum, aile ve bireylerin yaşamından bugünlerde daha az duyduğumuz ama bizim için gerçek olan bir kareden haykırıyor gibi. Gözlerimizi açmamız, eğitmemiz eğitilmemiz için. Haberin üzerine yorum yapmayı gereksiz buldum. Haberin kendisi bana yetti zaten.
“15 yaşında evlendirildi, gelin gittiği evden bakire değil diye gönderildi, av tüfeğiyle evinde canına kıydı
KAHRAMANMARAŞ’ta 15 yaşında evlendirilen F. K., eşi tarafından bakire olmadığı iddiasıyla gönderildiği evinde av tüfeğiyle canına kıydı.
Merkeze bağlı Sa. Köyü’nde oturan F. K., 12 Ekim pazar günü, aynı köyde oturan dozer operatörü 25 yaşındaki İ. A. ile evlendirildi. Köyde düğün yapıldı, ancak, kızın yaşının küçük oluşu nedeniyle resmi nikah kıyılmadı. İ. K., dün sabah ailesine eşinin bakire olmadığını söyledi, ailesinin de isteğiyle onu babaevine gönderdi. Evinde ailesinin de tepkisiyle karşılaşan, ancak, ağlayarak daha önce kimseyle ilişkisi olmadığını anlatan F. K., dün gece ev halkı uyuduğu sırada babasına ait ruhsatlı av tüfeğini karnına dayayıp, tetiğe bastı. Silah sesine uyanan anne ve babası, kızlarının kanlar içindeki cesedini buldu.
F. K.’nın cenazesi, Kahramanmaraş Devlet Hastanesi’ndeki otopsinin ardından ailesine teslim edilip, köydeki mezarlıkta toprağa verildi. Savcılık kayıtlarında intihar olarak geçilen olayla ilgili soruşturma sürüyor. (dha)”

YAS ÇEKMEK (2)

4. Yas tutan birisi neler hisseder? Gelecekte neler beklemeliyim? Acım ne zaman azalır?
Yas bir süreçtir. Süreç zamana yayılan aşamalar zincirine işaret eder. Bu zincirin uzunluğu vefat eden kişinin yakınlığına, ilişkiye bağlıdır. Sokaktaki bir yabancının hissedecekleri ve süreç ile çok yakın olan birisinin hissedecekleri ve sürecin uzunluğu farklı olacaktır.
İlk olarak şok durumu yaşanır. Kişilerin ölüme hazırlıkları şokun büyüklüğünü etkileyecektir. Uzun dönemli bir hastalık ve tedaviyle beraber yavaş yavaş gelen ölümlere kişiler daha hazır hissedebilirler. Bu da şokun etkisini azaltır. Ama askere gönderdikleri çocuklarının veya eşlerinin veya sabah işe veya okula uğurladıkları yakınlarının bir anda öldüğünü duyan kişiler için şok daha derin olacaktır.
Şok sonrasında bir inkar dönemi, kabullenememe ve reddetme dönemi olur. Herkes de aynı şeyin olmasını beklemek doğru değildir. Bazıları için bu dönem vefat eden kişinin ölüm öncesi durumu, hazırlıklılık vs ye bağlı olarak değişebilir. İnkarda kişi sanki ölmemiş, biraz sonra gelecekmiş, sabah uyandığında evde olacakmış gibi gelir. Bu kişinin o anda içinde yaşadığı gerçekmiş gibidir. Duydukları ve yaşadıkları bir rüyaymış gibi gelebilir. Ve uyandığında her şey bitecektir. Kapı çaldığında her şey eskiye dönecekmiş gibi gelebilir.
Daha sonra öfke ve hassaslık olabilir. Kişi ölümle birlikte zaten bir miktar daha hassaslaşmış ve eleştirisel olmuştur. Komşuların konuşmaları, insanların normale dönmelerini kabul etmek zor gelir. Kendileri acı çekerken başkalarının kendi dünyalarında yaşıyor olmaları, yemeleri-içmeleri,eğlenmeleri anlaşılamaz. Bu sonraları insanlara karşı kızgınlığa yol açabilir. Neden cenazeye gelmediler? Gerçek dostlar, arkadaşlar kimler? Vs gibi sorular sıkça sorulur. Arkadaşlıklar gösterilen ilgi ve yakınlığa göre gözden geçirilirler. Öfke, kızgınlık ve eleştiri bolca görülebilir.
Bunlar kişiyi depresyona yönlendirebilir. Hayatın anlamsızlığı, boşluğu, gereksizliğiyle birlikte isteksizlik, kopmak, yalnızlık arzusu artabilir.
Sonra kabullenmek, yeni yaşama adapte olmak adım adım gelişir.

5. Eşim yasımın artık bitmesi gerektiğini söylüyor. Yas ne kadar sürer? Bu benim elimde mi?
Bütün bu sürecin ne kadar süreceği kişiden kişiye değişir. Yakın birisinin kaybından normale dönüş genelolarak 18 ile 24 ay arasında değişebilir. Bazı durumlarda kişinin yakınlığına bağlı olarak daha da uzunsürebilir.
Yasın süresinin tam olarak kişinin elinde olduğunu söylemek yanlış olur. Kişi ne kadar istese de, gayret etse de bu süreyi olması gereken sürenin altına indiremez. Bunu kolaylaştıran koşullar oluşabilir. Yada kişiler kendi duygu ve düşüncelerini yani yaslarını inkar etmeye yönelebilirler. Ama bu durumda daha sonra farklı bir şekilde sorun onların önüne gelecektir.
Dolayısıyla yas sürecini anlamak, aşamaların farkında olmak ve oluruna bırakmak en iyi olanıdır. Kişilerin baskı yapmaması, ne hissetmesi ve ne yapması gerektiği konusunda bir yönlendirmede bulunmadan önce sağduyulu olması iyi olur.
Bu yazı ile ilgili eleştirilerinizi, kendi yorum sorularını bize yazabilirsiniz. Bunun için bloga yorum bırakabilirsiniz veya evlivemutlu@yahoo.com.tr adresinden bize ulaşabilirsiniz. A

9 Ekim 2008 Perşembe

YAS ÇEKMEK

Yakın hissedilen birisinin kaybı ve sonrasında oluşan derin üzüntü haline yas diyoruz. Bugün bu konuya değinmeyi istedim. Hem ailemde bir yakının kaybetmem sebebiyle hem de bunun sonucunda gördüklerim üzerinde bir düzeltme yapma gerekliliğini hissettiğim için. Bunu bazı sorular sorarak ve cevaplayarak yapmaya çalışacağım.

1. Bazen çıldıracakmışım gibi geliyor. Geceleri uyanıyorum ve annemin görüntüsü gözümün önüne geliyor. Ne yaparsam yapayım gözümün önünden gitmiyor. Delirmekten korkuyorum. Bu olabilir mi?

Yas insanın yaşayabileceği en ağır hallerden bir tanesi. Sadece duygu değil, düşüncelerin ve bedeninin de etkilendiği doğal olarak insanı her alanda etkileyen yoğun bir hale işaret ediyor. Özellikle kaybın arkasından birkaç gün kaybedilen kişiyle ilgili görüntülerin zihni doldurması çok normal. Bu imajlar (sesler, görüntüler, kokular vs) daha sonra da zihnimizi meşgul etmeye devam edeceklerdir mutlaka. Bazılarını hayatımız boyunca zihnimizde tutacağız. Bu imajların bazıları güzel anları işaret ederken bazıları da hoş olmayan anları hatırlatacaktır. Ancak kaybın (ölümün) arkasından özellikle ilk dönemlerde (günler, bazen haftalar, daha nadir olarak da aylar) boyunca kişiyi etkileyecektir.

Kişi bunları kontrol edemediği zaman, istemediği zamanlarda, gece yarısı uyandığında, işinin ortasında bunlarla karşılaştığında, özellikle de kontrol dışı gibi göründükleri için çok rahatsızlık duyabilirler. Bu onları çıldırma, delirme korkusu verebilir.

Bu şok tepkisinin bir parçasıdır. Uzunluğu kişiden kişiye, kaybın yakınlığına ve kişi için anlamlığına bağlı olarak değişir. Bir rakamla ömrü belirlemek zordur ama 1 ayla 6 ay arasında değişebilir.

2. İnsanlar hemen onun (kaybedilen kişi) odasını eşyalarını dağıtmamızı, bunun sevap olduğunu söylüyorlar. Ama bunu yapmak istemiyorum.

Kültür olarak (Batı karışımı Ortadoğu kültürü İslam’ın ve Cumhuriyet’in etkisiyle) yasla doğru bir şekilde başa çıktığımızı söyleyemem. Yanlış baktığımız noktalardan bir tanesi de kaybedilen kişinin hayatımızdaki yerinin ne olması. Hala zihinsel, duygusal ve ruhsal olarak kişiyle yaşantımız olacak. Bu biraz sanal bir alemde yaşamak gibi. Onu hala duyuyoruz gibi, konuşuyormuş gibi, hayatımızın bir parçasıymış gibi gelecek. Bunu reddetmek, inkar etmek yerine kişiye hak ettiği yerin ve önemi hayatımızda vermeye devam edebiliriz. Onun eşyasını, odasını bir süre tutmak, bırakmamak, dağıtmamak normal. Ama bunun uzun bir süre olmaması, onun yokluğunun kabulü ve hayatımızın yeniden düzenlenmesi de önemli. Bazı şeyleri anı olarak tutmak, saklamak sorun olmamalı. Ama bunlarda tamamen duygusal olmamak ama sağduyumuzu da dinlemek doğru olur.

Eşyaları tutmak isteyen, saklamak isteyen insanlara karşı saygılı olma olgunluğunu göstermeliyiz. Onlara yardımcı olmanın en iyi yolu onlarla birlikte onların acısını paylaşmaktır, onlara her şeyde akıl vermek değil. Rahat olup şeyleri zamana bırakmak, insanların bunu yapmaya hazır hale gelmesini beklemek ve onları bir şeylere iteklemek yerine onları takip etmek daha yardımcı olacaktır.

3. Arkadaşlarım ilaç (sakinleştirici) almamı öneriyorlar. Daha kolay olurmuş, doğru mu?

Bedensel acının ilaçlarla denetlenebileceğine inanıldığı gibi yasın da ilaçlarla kontrol edilebileceği düşünülür. İlaçlar kontrol etmezler, bastırırlar. Yasta bastırmak süreci uzatmak, ertelemek demektir. Kişi kendisine zarar verecek bir noktaya gelirse, yaşamına bir engel oluşturacak düzeyde olursa (günlerce uykusuz, yemeden ve içmeden, kendisine ve çevredekilere zarar verecek davranışların içindeyse) bir doktorun öneriyle ilaçlar kullanılabilir. Ama bunun dışında ilaca başvurulmasını önermiyorum.