3 Nisan 2008 Perşembe

AİLEMİZ VE YATIRIMLARIMIZ

Tanınmış politikacı, bir dönemin dış işleri bakanı, sevilen bir görev adamı İsmail Cem’in ölümünün hemen ardından Milliyet Gazetesi’nin değerli yazarlarından Can Dündar’ın bir yazısını unutamıyorum. Can Dündar İsmail Cem’le ilgili biografik bir kitap yazıyordu. Onunla hastalığının son dönemlerinde bu kitap için bir araya geliyordu ve röportajlar yapıyordu. Can Dündar bir gün İsmail Bey’e “Geriye dönüp baktığınızda pişmanlığını duyduğunuz ne var?” diye sorar. İsmail Bey’in cevabı bir ders niteliğindedir. “Keşke ailemle daha fazla zaman geçirseydim.”

İsmail Cem’in başka hiçbir pişmanlığı yoktur. Kendisine verilen her görevi en üst seviyede başarıyla tamamlamıştır. Bu yönüyle tam bir gurur abidesidir. Ancak onun yüreğini acıtan tek şey, geriye dönüp baktığında, ailesini ihmal etmiş olma olasılığıdır.

İsmail Cem’in nasıl bir baba veya koca olduğunu bilmiyorum. Ama kendisi hakkında söylediği sözü çok ciddiye alıyorum. Kadın veya erkek her kişinin de onu ve söylediğini ciddiye alacağını ümit ediyorum. Şöyle ki: Hayatta yaparsak yapalım, ne kadar kazanırsak kazanalım, ne kadar başarılı olursak olalım ailemizi, bir üyeyi bile kaybedersek bu bizim için gerçek başarısızlıktır. “Dünyayı kazanırsak ama kendi canımızı kaybedersek bunun bize ne yararı olur!” sözünü hatırlıyorum.

O halde aileniz sizin asıl yatırım alanınız olsun. Kendinizi en kaliteli halinizle ailenize, eşinize ve çocuklarınıza verin. Onları asla ihmal etmeyin. Hiçbir bedel karşılığında (işiniz, kariyeriniz, kendi kişisel mutluluğunuz) ailenizden vazgeçmeyin. Ailenizi önemseyin ve bu önemi gücünüzü ve kaynaklarınızı sonuna kadar kullanarak gösterin.

Hiç yorum yok: